30 Mayıs 2015 Cumartesi

Bebeklerin kıyafetleri nasıl yıkanır

 
İlk defa kızımın kıyafetlerini yıkamak için deterjan almaya gittiğimde maalesef acemiliğime geldiği için mağazadaki her 2 tür deterjanı da yumuşatıcıyı da aldım.
Bir tane Dalin sıvı deterjan ve bir tane Dalin granül sabun. Ayrıca bir de Dalin yumuşatıcı.
 
Kızımın ilk kıyafetlerini sıvı deterjan ve yumuşatıcı kullanarak yıkamıştım çünkü bunları aldıktan sonra  internette granüllerin iyi erimediğiyle ilgili yorumlar okumuştum. Fakat doğru değil. Bunu da şimdiden belirteyim.
 
Sıvı deterjan gayet güzel temizliyor fakat ne deterjanın ne de yumuşatıcının  kokusu çok kalıcı değil.
Fakat granül sabun hem gayet güzel temizliyor hem de kokusu sıvıya oranla daha kalıcı. Ayrıca bebek gibi kokuyor. Bayılıyorum kokusuna! 😍
 

 
 


Doktorumuza ilk randevumuzda hangi deterjanı kullanmam gerektiğini sorduğumda kesinlikle granül sabun dedi. Yumuşatıcı da kullanmamamı söyledi. Bir sure en azından. Ben de kızım biraz daha büyüyene kadar yumuşatıcısız sadece granül kullanmaya devam edeceğim. En azından 1 yaşını doldurana kadar...
 
 




 
Yıkama sekline gelirsek;
Eğer kıyafete kaka bulaşmışsa o kıyafetleri diğerlerinden ayrı ve 60 derecede yıkıyorum. Fakat eğer çok kirlenmişse önce kiri aksın diye  elimde biraz çitiliyorum ve fazla bekletmeden yıkıyorum.
Diğer kıyafetlerini ise 40 derecede yıkıyorum.
Ayrıca ilk yıkamada renkli beyaz diye ayırıp yıkamıştım ama daha sonrakilerde hepsini bir attım ve renklerde herhangi bir karışıklık, bozulma olmadı.
Ayrıca kıyafetlerine, nevresimlerine, havlularına kısacası kızımın kullandığı her şeye, o kullanmadan önce mutlaka ama mutlaka ütü basıyorum ki mikropları tam kırılsın.
 
 


 
 
Ben burada deterjan için marka belirttim çünkü sadece bu markayı kullandım, aldığım mağazada sadece bu marka olduğu için. Ama başka markaların da granül sabunları olduğunu biliyorum. Artık marka seçmek size kalmış.
 
Sevgiler,
XOXO 😉

28 Mayıs 2015 Perşembe

Bebeklerin gaz problemlerine alternatif çözümler

Bütün bebekler gazlı oluyor fakat bazılarını biraz fazla. Benim kızım da maalesef çok gazlıydı...
İlaçların yanında yediğime içtiğime de çok dikkat ettim 4 ay boyunca.

Bugün size ilaçlara ek yapabileceklerinizden bahsetmek istiyorum. Ya da belki tontonunuz fazla gazlı değildir, ilaca hiç gerek yoktur ve bu yazdıklarım yeterli olur... kim bilir...
Öncelikle yemek düzenimden bahsetmek istiyorum.
Ben 4 ay boyunca kirmizi et, tavuk, köfte, balık, makarna, pirinç pilavı, patates, ıspanak, bamya, hamur işleri, şerbetli tatlılar yedim. Sadece bunları, ama tabi değiştirerek. Bir gün köfte yediysem öbür gün etle patates haşladım. Bir gün kıymalı makarna yaptıysam öbür gün ıspanak yedim. Patates oturtma, fırın makarna, tavuk kızartma, patates haşlama, tavuk haşlama, kavurma vs. şeklinde sürekli değiştirerek ama hep aynı şeyleri tüketerek gecirdim ilk 4 ayımızı.
Sadece bunlarla nasıl olacak diyebilirsiniz. Valla tonton gazlıysa öyle bi oluyor ki...

 Ha bir de bütün yemeklerime bolca bolca kimyon döktüm! 😉

Daha yeni diğer sebzelere başladım. Gaz yapıyor baya ama eskisi kadar sıkıntı vermiyor çok şükür.
Tabi sadece bu değil. Bir de her gün 2-3 defa muhakkak rezene çayı içtim. Ben aktarda yaptırıyordum bittikçe. İçinde rezene ve kimyon taneleri var. Hazırlara göre biraz daha acı. Eğer sevmezseniz  hazırları tercih edebilirsiniz. Ama onlarda da pek kimyon tadı gelmiyor.




Bunların dışında bir de muskat var. Rendeleyip 1 çay kasığı kadar yutuyordum. Unuttuğum için düzenli yapamadım ama gaz söktürücü özelliği varmış bununda. Pek tadı yok gibi.
Üzerine bolca su içiyordum.
Bir de bebeğinize rahat gaz çıkarabilmesi için masaj yapabilirsiniz. Bunu da yine daha önce inceleyip bloğumda yazmış olduğum Ayşe Öner'in "Hamilelik ve Bebek Bakım Kitabı"nda bulabilirsiniz. Yazımı incelemek isterseniz linki:

Umarım yazdıklarımın faydasını görürsünüz ve tontonlar rahat uyur 😊
Sevgiler,
XOXO 😉

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Göğüs pompası

 
 
Aslında bu yazının başlığı "emzirmek kabusa dönmesin 2" olmalıydı. Çünkü emziren anneler bilir ki göğüsler şişince boşaltılması gerekir ve boşaltılmazsa sıkıntı yaratabilir.
 
Doğumdan 2 hafta kadar sonraydı sanırım göğüs pompası almamız gerekti. Kızım fazla emince kusuyordu ve göğüslerim serleşmeye, yara olmaya başlamıştı. Her şeyin fazlası zarar dedikleri böyle bir şey sanıyorum.
Eğer sütunuz çok fazla değilse ihtiyaç bile duymuyorsunuz pompaya ama eğer fazlaysa veya stoklamak istiyorsanız o zaman kesinlikle almanız gerekiyor.
 
 
 
 
 
 
Göğüs pompası arayışına girdiğimde daha önce Avent kullanmış arkadaşlarım bu markayı tavsiye ettiler. İnternetten araştırdım, yorumlara baktım, mağaza yetkililerine sordum hatta Avent'e bile yazdım. Ve en sonunda içlerinde en iyisi olduğuna karar verip, aldım.
 
Bir diğer seçeneğim de hastanelerdeki pompalardı. Kiralama sistemiyle çalışıyorlar, aylık ödeme yapılıyor, böylece ne kadar kullanırsanız o kadar ödüyorsunuz. Makine tabi kullanılmış oluyor fakat teninize değen kısımları size sıfır, ambalajında veriyorlarmış.
Ücreti de yanlış hatırlamıyorsam aylık 70-80 TL civarıydı.
Tabi çok etkili ürünler. Kullanan arkadaşlarım da ayrıca çok memnun kaldılar.
Fakat ben Avent'in pompasında karar kıldım. Hem yorumlardan hem de fiyatından dolayı.
 
Ürün resimde gördüğünüz kutuda satılıyor. İçinde 1 adet 125ml biberon, 1 numara biberon başlığı, pompanın motor kısmı ve pompası bulunuyor. İçinden ayrıca göğüs pedi de hediye olarak çıkıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 
 















 
 
 
Motoru 3 kademeli. Şiddetini yavaş yavaş arttırmanız ve acı hissettiğinizde makine durdurmanız gerekiyor.
 
 
 
 
 
 
Resimdeki gibi parçaları birleştirip doğru şekilde göğsünüze yerleştiriyorsunuz, herhangi bir yerden hava alırsa ses geliyor zaten anlıyorsunuz ve pozisyonunuzu değiştiriyorsunuz.
Sütün aktığı biberon haznesinde, miktar ml olarak veriliyor. İster biberon başlığını takip tontonlara direk içirin ister süt saklama poşetine aktarıp stoklayın.
 
Ürünün tek eksiği, saklama çantası. Bence firma kesinlikle bir saklama çantası eklemeli. Seyahatlerde, hatta evde işimiz bitince içine yerleştirmeli ve zarar görmesini engellemeliyiz. 
 
Kullanımı çok kolay olan bu ürünü ben kesinlikle almayı düşünenler varsa tavsiye ediyorum, memnun kalacaklardır.
 
Eğer başka bir üründe karar kıldıysanız da naçizane tavsiyem ürünün, markanın diğer ürünleriyle uyumuna bakmanız. Bazen biberon kirli olduğu için Avent'in diğer biberonunu takıyordum ben mesela süt sağmak için. Ya da o biberonda sütü saklamış oluyordum başka biberon gerekiyordu. Bunlar belki küçük ayrıntılar gibi gelecek ama alışveriş yaparken bunlara dikkat ederseniz bana kesin teşekkür edeceksiniz...
 
Sevgiler,
XOXO 😉
 

22 Mayıs 2015 Cuma

Burun aspiratörü

 
 
Doğum tarihim yaklaştıkça eksikleri gidermek gerekti. Etraftan sordum, gezdiğim mağazalarda çalışanlardan bilgi aldım burun aspiratöründe en iyisi Otribebe dediler.


 
 
Doğumdan sonra her gün kızımın burnu aktı 😟 doktoruna kullanıp kullanamayacağımızı sorduğumuzda  hemen izin vermedi. Çok tıkalı olduğunda serum fizyolojik damlatın yeterli gelir dedi. Bazen geldi bazen gelmedi... 
Sonra biz 1 ayı devirdik. İşte o zaman kullanmamıza izin verdi 😊
Bu gerçekten güzel haberdi çünkü zaten gaz problemimiz vardı ve üstüne birde nefes alırken zorlanıyordu. Bu tabi iyi beslenememesine ve uyanmasına sebep oluyordu. Anlayacağınız 1. ayının sonunda rahatladık.
Tabi bu aspire ederken ağlamıyor demek değil. Bütün bebekler gibi bizim kızın da sümükleri kıymetli 😂
 
Ürünümüze gelirsek; kullanımı çok kolay. Resimlerde de görebileceğiniz gibi buruna giren kısımlar steril şekilde pakette duruyor. Paketinden çıkartıp gövdeye yerleştiriyorsunuz. Bebişinizin burnuna 1 ya da 2 damla serum fizyolojik damlatıyorsunuz, eğer yeni banyodan çıktıysa çoğu zaman damlatmaya gerek de kalmıyor. Daha sonra hortumu ağzınıza alıp ucunu tontonların burnuna sokuyorsunuz ve aspire ediyorsunuz.
Uygulama düşününce biraz iğrenç ama başka çare yok...
 
 












Ürünü birçok yerde yedek uc paketleriyle birlikte bulabilirsiniz.
 
Sevgiler,
XOXO 😉
 
 
 
 
 
 

21 Mayıs 2015 Perşembe

Memorial Hastanesi Ankara

 
 


 
 
Bugün sizlere doğum yaptığım hastaneden bahsetmek istiyorum. Özel hastanede doğum yapmak isteyen ve hala karar veremeyenleriniz varsa ben Memorial Hastanesi'nde doğum yaptım ve çok memnun kaldım.
 
Hamileliğimin başında muayenehanesi olan bir doktora gidiyordum, daha sonra kendisine bir türlü ısınamadığım ve ilgisinden memnun kalmadığım için doktorumu değiştirmeye karar verdim. Yeni doktor arayışına girdiğimde Memorial Hastanesi'yle de tanışmış oldum.
 
Aslında belirtmeden de geçemeyeceğim doktoruna karar verememiş olan Ankaralılar varsa kesinlikle Memorial'daki doktorlara da bir göz atsınlar. Doktor çok önemli içinizin ısınması, size olan ilgisi, yaklaşımı vs.
 
Konumuza dönersek; ben doktorumu bu hastaneden seçince doğumu da burada yapmam gerekti tabi. Ama şu kadarını söyleyeyim doktorum dışardan da olsa bu hastaneyi seçerdim herhalde.
 
Girişinde canlı klasik müzik yapılan tek hastane sanırım 😄😄
Tabi bu durum hastane seçimini değiştirmez ama insan etkileniyor ne yalan söyleyeyim.
Bir kere hemşireler çok ilgili. Bu çok önemli. Bebeği nasıl tutacağınızı nasıl emzireceğinizi öğretiyorlar. Sezaryen olduğum için 2 gece kaldık biz ve her gece bebek ne zaman çok ağlasa hemşireleri çağırıyorduk. Sağ olsunlar hemen yardıma yetişiyorlardı.
 
Çocuk doktorları, ve kadın doğumcular her gün ziyaretinize gelip sizi ve bebeği kontrol ediyorlar, sorularınız varsa yardımcı oluyorlar.
Doğuma hastanenin fotoğrafçısı girebiliyor; normal ya da sezaryen fark etmiyor.
Oda müsaitliği varsa süit oda da kalabiliyorsunuz tabi fiyat farkını ödemek şartıyla. Eğer planlı bir sezaryense önceden randevu alabilirsiniz.
 
Bunların dışında hastane kapınızı ve bebek yatağınızı süslüyor, loğusa şerbeti ikram ediyor ve bebişinize bir takım yeni doğan seti hediye ediyor.
Ama asil hastane size kuaför ayarlıyor 😗😌😄 ben en çok bunu duyunca sevinmiştim. Bir de sac bas yapmakla uğraşmayacağım oh demiştim!
 
Hastanenin doktorları hemşireleri zaten iyi birde hizmet kalitesi bu kadar yüksek olunca insan çok memnun kalıyor.
 
Birçok şehirde Memorial Hastanesi var. Hizmet kalitesi de aşağı yukarı aynıdır herhalde. Henüz hastanesine karar vermemiş olanlarınız varsa bir uğrayıp bilgi alin derim.
 
Ha diyeceksiniz hiç mi kotu yani yoktu. Vardı, onu da belirteyim tabi; normalde gelmesi gereken diyetisyen bize uğramayı unuttu. Dolayısıyla ne yiyip ne içeceğimle ilgili bilgim olmadan, çocuğa neyin gaz yapacağını neyin yapmayacağını bilmeden ayrıldım hastaneden. Birkaç gün sonra eşimin hastanede randevusu vardı, o zaman diyetisyenle görüşüp bilgi almıştı. Tabi ben çok önceden birçok kitap okuduğum ve yeni doğum yapan arkadaşlarım olduğu için az çok biliyordum nelere dikkat edileceğini ama bilmeyen birisi için can sikici bir durum.
 
 
Sevgiler,
XOXO 😉












18 Mayıs 2015 Pazartesi

Ayşe Öner'in "Hamilelik ve Bebek Bakım Kitabı"



Ayşe Öner'in "Hamilelik ve Bebek Bakım Kitabı" benim hamileyken ilk alıp okuduğum kitaplardan biridir. Kitap araştırırken bunu seçmemin sebebi kitapla ilgili yorumların çok güzel olması ve benim gibi ilk defa anne olacaklar için içinde her şeyin düşünülmüş olmasıydı.
 
 
 
 
Öncelikle kitabın yazarı Ayşe Öner'den bahsetmek istiyorum. Yazarımız uzun yıllar hemşirelik yapmış ve bebek bakımına hakim olan birisi, hatta bir çok ünlü isme de yardımcı olmuş.
 
Kitabin içeriğine gelecek olursak, öncelikle ilk defa anne olacak hamilelere kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap olduğunu belirtmek isterim! 
Benim elimdeki, kitabın 8. baskısı. Klan yayınlarından çıkan bu kitap 401 sayfa. Kalın parlak kağıda basılmış kitapta örnekler resimlerle anlatılmış.
Kitap ünlü isimlerin teşekkürleriyle başlıyor. Daha sonra bedenimizdeki değişiklikler, hamileyken dikkat edilmesi gereken hareketler, beslenme, bebeğin gelişimi, nefes çalışmaları, egzersizler, bebek için alışveriş, doğumlarla ilgili bilgiler, detaylar, baba adaylarının doğuma katılımı, doğum sonrası beslenme ve egzersiz, yeni doğanın özellikleri ve bakımı, aşılar, bebek masajları, bebek bakımı, ay ay bebek oyunları, ilk yardım ve daha birçok konuyla devam ediyor. 
 
Ayrıca kitabın yanında bir de emzirme DVD'si geliyor. Fakat maalesef benimki bozuk çıktığı için içeriğiyle ilgili bilgi veremeyeceğim.
 
 
 
 
Eğer siz de doğum şeklinize karar vermediyseniz ve bebek bakımıyla ilgili bilgi sahibi değilseniz bu kitap tam size göre.
 
Sevgiler,
 XOXO 😉
 
 
 
 

17 Mayıs 2015 Pazar

Genital bölge temizleyicisi

 
 
Sebamed'in Feminine İntimate Wash'ı yani genital bölge temizleyicisi ile doğum yaptığımda tanıştım.
Benim doğum olayım da biraz karışık aslında; kontrole diye gidip suni sancı almaya karar verip, saatler sürmesine, suyumun gelmesine rağmen normal olmayınca  sezaryen olanlardanım.
 
 
 
 
Doğum sonrası odama geldiğimde, hemşire 3-4 gün kadar kullanmamın uygun olacağını söylediği Sebamed'i odama bırakmıştı.
Normal doğum gibi başladığı ve mikroplara açık olduğum için sanıyorum.
 
 
 
 
Urun detaylarına gelirsek; hoş kokulu, jel kıvamında bir urun. Ph seviyesi 3.8.
Kullanım sekli ise benim gibi doğum sonrası kullanacaksanız sargı bezine ceviz büyüklüğünde döküp genital bölgenizi temizliyorsunuz.
Yok ben her zaman kullanmak istiyorum diyorsanız da banyoda 1-2 damla kadar alıp köpürterek uygulamak yeterli olacaktır.
 
 
Sevgiler,
XOXO 😉

14 Mayıs 2015 Perşembe

4 aylık oldum!


Merhabalar,
 
Bugün kızım tam 4 aylık oldu! :)
Bende bu ayki tecrübelerimi paylaşmak istedim.
Gün be gün büyüyen bebeğinizin her gün başka bir şeyler öğrendiğini görmek harika bir duygu!






Geçtiğimiz ayın başında biz kahkaha atmayı öğrendik, harika bir gelişme değil mi!
Sonra gaz problemimiz ciddi derecede azaldı, öyle ki ilaçlarımızı azalttık, hatta birini kestik bile (tabi her zaman doktorumuza soruyoruz).
Bu ayın en büyük gelişmelerinden biri de herhangi bir şeyi artık çok rahat kavrayabilmemiz.  
Bir de evdeki kediyi iyice farkettik :) hatta kuyruğunu denk getirse çok fena sıkıştıracak gibi, gözüne kestirdi.
Doktor kontrolümüzde, bugün artık kızımın kucağımızda oturabileceğini öğrendik. Desteksiz oturamayacağı için şimdilik sadece kucak ama bu da bir şey değil mi? Sonuçta sürekli dik pozisyonda tutmak bizim için en yorucusu ;)
 
Ay ay kızımda gözlemlediğim gelişmelerden de kısaca bahsetmeyi düşünüyorum. Ama şunu asla unutmamak gerek her bebek, her çocuk özeldir ve tektir! Bazılarında bazı gelişmeleri daha erken ya da geç olabilir. Karşılaştırmak çok yanlış olacaktır...
 
Sevgiler,
XOXO ;)
 
 






12 Mayıs 2015 Salı

Çatlak önleyici kremler, yağlar


Hamileliğim boyunca çatlak önleyici kremler ve yağlar kullandım. Bu kremleri her gün kullanmak gerekiyor. Hatta mümkünse günde 2 defa.
 
Vücudunuzda zaten çatlak varsa ne yazık ki hamileliğinizde de vücudunuz çok büyük ihtimalle çatlayacak, ailede çatlak varsa da durum aynı. Ama önemli olan çatlak miktarını en aza indirebilmek. Çünkü tamamen iyileşmiyor maalesef ve biz kadınlar için vücuttaki izler üzücü oluyor, bu yüzden mümkün olduğunca çok vücudunuzu nemli tutmaya çalışın.
 
Ben 2 farklı marka kullandım. Biri Lierac'ın, dokusu jelimsi, diğeri ise Mustela'nın, kremsi bir yapısı var. İkisinden de memnun kaldığımı söylemek isterim. Fakat fiyat ve miktar olarak Lierac daha ekonomik oluyor, bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.


 

 

 
Ayrıca ben aktarlarda satılan kalıp ve şişe kakao yağı ve badem yağı da kullandım. Kalıp kakao yağının kullanımı şişeye oranla daha kolay. Kalıp olanı vücudunuza sürmeye başladığınız anda yumuşamaya ve kolayca sürülmeye başlıyor. Şişede olanı ise kullanabilmek için sıcak suda önce eritmeniz, kaynamış suyun içinde 5 dk kadar bekletmek gerekiyor. Başka türlü sürmeniz mümkün değil. Badem yağı ise akışkan olduğu için rahatça sürülüyor. Fakat badem yağı tüylenme de yaptığı, hatta kaş, kirpik, saç bakımında da kullanıldığı için miktarı çok abartmamakta fayda var. Bende herhangi bir tüylenme yapmadı. Ama ben her seferinde ürünleri değiştirerek kullandım. Zaten bu ürünler benim gibi önceden çatlağı olanlar için yeterli gelmeyecektir. Ayrıca yukardaki markalardan birini kullanmanız gerekecektir.


 


Sevgiler,
XOXO ;)